Film Hakkında
Yazar/aktristen yönetmenliğe geçiş yapan Emerald Fennell’in (“The Crown”da Camilla Parker-Bowles’ı canlandırdığı) uğurlu, cüretkar ilk uzun metrajlı filmi Umut Veren Genç Kadın , sınıflandırmaya meydan okuyor. Gerilim imaları olan bir kara komedi mi? Alaycı bir diliyle sunulan ciddi bir mesaj filmi mi? Yahut Karanlığın altını yontmak için saygısız bir stil kullanan sömürücü bir intikam filmi mi? Gerçekten, bunların hepsinden azıcık var ve filmin yaklaşımının dağınık göründüğü ve bir takım ton değişimlerinin sarsıcı olabileceği zamanlar olsa da, prodüksiyon bir bütün olarak her izleyici kitlesine bacak uydurmaya çalışıyor gibi görünüyor.
Film Konusu
Promising Young Woman’ın kahramanı olan Cassie’nin garip bir hobisi var. Yıllar önce en iyi arkadaşı Nina’nın dahil olduğu üzücü bir travmanın ardındaki tıp fakültesini bırakan Cassie, acilen bir kafede çalışıyor ve geceleri erkekleri kendi ahlaki algılarının bir cins red olduğunu ortaya çıkarmaya zorluyor. Fennell, “Gelecek Taahhüt Eden Genç Kadın”da Nina’ya ne olduğunu yavaş yavaş ortaya koyuyor, oysa Nina’nın yalnızca ayrıcalıklı bir adamın değil, suçluyu suçlayana karşısında koruyan bir sistemin de kurbanı olduğu açık. Cassie, her seferinde diğer bir fena adamı cezalandırarak bu sistemi ortadan kaldırmaya çalışıyor.
İki durum, Cassie’yi stratejisini her tarafta düşünmeye iter. İlk olarak, Ryan ( Bo Burnham ) adında eski bir derslik arkadaşıyla yeniden bir araya kazanç ve ikisi çıkmaya başlar. Burnham ve Mulligan’ın sağlam bir kimyası var ve Fennell flörtlerini aceleye getirmiyor, bu da Cassie’nin uzun zamandır ilk olarak gardını düşüreceğini daha hakiki ve inandırıcı rol yapmasını sağlıyor. Oysa Ryan, Cassie’yi bu üzüntü ve travma sarmalına gönderen adamın Londra’da vakit geçirdikten sonra Amerika Birleşmiş Devletleri’ne geri döndüğünü de ortaya koyuyor. Bu, Cassie’yi erkek ayrıcalığı ve ahlaki otorite hakkındaki derslerinin son oyununa özendirme eder ve sonunda en iyi arkadaşını değil etmeye yardımcı insanların peşine düşer.